Wednesday, August 5, 2015

Yarı maraton koşarken durdurulamayan dırdır

Geçtiğimiz aylarda erkek arkadaşımla tanıştığımda bir yarı maraton (21.1 km / 13.1 mil) yarışında koşmak için antrenman yapıyordum. Üçüncü buluşmamızda yarı maratonu bitirmemi kutlamıştık. O zamandan beri şu bu nedenle düzenli koşmadığım için kendime biraz kızıyorum. Sevgililer çıkmaya başladıklarında hakikaten de kendilerini az da olsa salıyorlarmış bunu bizzat deneyimledim. Sıcaklığın rekor seviyelere ulaştığı şu günlerde bugün öylesine rüzgarlıydı ki, yağmurlu günlerin pek yakında olduğunun adeta habercisiydi. Havalar daha da bozmadan 2015 yılını başka bir şehirde ikinci bir yarı maratona yazılarak kapatmak istedim ve bu gece nihayet kaydoldum.

Genelde "Vaaay, o kadar yol nasıl koşabiliyorsun?" türü tepkilerle beraber "Sıkılmıyor musun, koş koş koş nereye kadar?" diye soran da oldu. Doğrusu pek çok kişiyle aynı anda koşunca sıkılma ihtimaliniz yok, hatta kulaklık kullanılmaması yarışları düzenleyen komitelerce tavsiye ediliyor. Evlerinden çıkıp plastik sandalyelerde oturup motive edici çığlık atanlar, "Haydi az kaldı, aynen devam" şeklindeki tezarühatta bulunanlar, elma portakal soyup elinize tutuşturan mahalle sakinleri büyük motivasyon kaynağı. Ağaçlar, üşütmeyecek serinlikteki hava ve genel olarak koşulan parkurun güzelliği yine de beynimdeki çeneyi susturmaya yetmiyor. Bugüne kadar koştuğum üç yarı maratondan yola çıkarak size aklımdan geçenleri aktarmaya çalışacağım.

ilk mil) "Bugün oldukça formumdayım, kişisel en iyi derecemi yapacağımdan kuşkum yok. Pek çok kişiyi geride bıraktım ohh."

2. mil) "Bu tempo gayet iyi, kolay bile denebilir. Biraz daha hızlı mı koşsam?"

3. mil) "Artık kimseyi geçmiyorum, yine en iyisi mi ben ilk tempomda koşayım. İyi bari bacaklarım ağrımıyor."

4. mil) "Saatime bakmayı kessem iyi olacak, normal koşuyorum işte. fotoğrafçıya gülümseme vakti."

5. mil) "Bu hızda devam edersem hedeflediğim zamanda bitirebileceğim, off hesap yapmayı ne zaman bırakacağım? Elde var 8 mil."

6. mil) "Bu yokuş ne zaman bitecek? Antrenman yaparken keşke biraz daha yokuşlu yerlerden koşsaydım."

7. mil) "Off koş koş bitmiyor, daha bir bu kadar yol nasıl koşacağım, bacaklarım ağrımaya başladı."

8. mil) "Nereden yazıldım ki bu koşuya, sanki yazıl diyen vardı. Tırnaklarım da batmaya başladı ha, niye kesmedim ki? Malım çünkü."

9. mil) "Hedefime ulaşmasam da olur, koşuyu sağ salim bitireyim yeter."

10. mil) Bahar, yürüme, yürüme, durmak istiyorsun ama ne olur gözünü seveyim yürüme, bak şunun surasında üç milcik kaldı, hem hedefine oldukça yakınsın."

11. mil) Hedefime ulaşırsam bir daha yarı maraton koşmayacağım. Eğlencesine koşacağım, strese gerek yok.

12. mil) Bu mil çok daha uzun ya, yanlış mı işaretlemişler ne, kesin 2 mil koştum.

13. mil) Haydi az kaldı Bahar, sık dişini. Finiş çizgisine ulaş bir daha da ne bir yarı maratona kaydol ne bir başka şeye.

0.1 mil) Ohh be, sonunda, dünya varmış. Koşmak gibisi yok, müthiş bir his. O nasıl bir sprintti öyle, o kadar enerjim kaldığını bile bilmiyordum. Bitirme madalyası da pek güzelmiş. Atıştırmalıklar harika görünüyor ama hiçbir şey yiyesim yok. Yine ben yanıma alayım, acıkacağım birazdan kesin. Annem kesin "Sünnetli çocuk gibi yürüyorsun" esprisini yapacak. Olsun, o benim canım.

Sevgiyle, sporla kalın.

No comments:

Post a Comment